24 Mart 2009 Salı

kuşlar bahar geldi diyor..hoşgeldi..safalar getirir inşallah..

havalar hala soğuk..beyaz çiçekler açmış ağaçlar..penceredeki saksıda yuva yapmış kumrular..baharın adı bile güzel...içimize ilk baharların dolması dileğimdir daima..bu sıralar pek bir dekorvari bakıyorum gerçi dünyaya pek bir şifozrenik....ruhuma iyi geleceğini düşünmüş olduğum yazmak eylemini de yapamıyorum niyeyse..ilham denen şey yok..gelmiyor..gelmesini anlamsız buluyorum belki..sanki yazarsam bir tür seans gibi olacak..hani uzanıyorsun kanepeye,psikiyatr elinde kalem, burnunun üzerinde gözlükle sizi dinliyor ya..o hissi taşıyor insan yazarken..bir gün mutlaka bunların duyulacağına inanarak..hoş duyulsa ne..birçok günlüğümüzü, anlığımızı yakmadık mı biz..sanırım onların tam değerini verecek alıcı(anlayıcı) bulamayacağımıza karar verdik ve yansın gitsin(yakın gitsin ülen!) dedik...(hatırlıyor musun Marilyn ; üniversitede kroze ısıtmıştım laboratuarda ve gelmiş isminin linda olduğunu hala hatırladığım zatı muhterem ,benimdir diyerek krozeyi almak istemişti..onca ısıtmışım üstelik(o benim krozemdi,o benim gülümdü: )emeğim vardı üzerinde yahu )..ne tepki vermiştim..vatan toprağını savunur gibi..kırarım da vermem sana) bu da o misal..gerçi pek benzemedi ama değeri verilmedikçe saklamanın anlamı ne..veya yazmanın..ha başka örnek geldi aklıma..hani tonlarca hamsi yakalanır..değerinden düşük fiyata satmamak için gider denize dökerler..esasen buna daha yazıktır bizim yazılarımızı yakmamızdan çok..çünkü en azından hamsi nimettir..denizde tekrar canlanmayacağına göre dökmek yakışık almaz..hamsi muhabbeti de pek olmadı gibi ...anca bu kadar yazabiliyorum..buda başlangıç..

Saçmalamaksa, saçmalamakta iyidir bazen..bir tür özgürlük..kaç kişiyle bu özgürlük yaşanır ki..

ve aşk iki kez geldiğinde
ve iki kez yalan söylediğinde
bir daha asla sevmemeye karar verdik,
böylesi adilaneydi,
bize ve aşkın kendisine.

Bu dizeleri de ben yazmadım maalesef:) Charles Bukowski yazmış..iyi yazmış..ben yazmak isterdim..

seçiminizi zekice yapmak yarılamaktır
zafere giden yolu;
diğer yarısı kayıtsızlıkla fethedilir.
bir yanda istediğin her şeyi söyleyebilirsin,
öte yanda mecbur değilsin.ben bir şekilde ikisini de yapmayı becerdim.bu yüzden benimle bir sorununuz varsa size aittir.

millete bunu diyecen; benimle ilgili sorununuz varsa size aittir..kendimizle sorunumuz varsa e oda bize ait..
aha başıma ağrı giriyor gene..ya eskiden benim şiirlerimde bu ağrılar hep geçerdi :) yine başım ağrıdı gibilerden ...oysa Virginia Woolf öylemi..kadın onca uçuk şeyler yaşadı ve asla eserlerine yansıtmadı..nasıl başardı..onca başarılı idi de niye intihar etti..

Şu tapınak hikâyesi vardı, hani bir öğrenci adayı tapınağa girmek isteğiyle kapıyı çalıyor… İçerden ona cevaben dolu bir bardak su geliyor… bu demek oluyor ki, içerisi dolu, yeni öğrenci alınırsa taşar… Fakat kapıda bekleyen öğrenci adayı, bir gül yaprağını dolu bardağa koyuyor, içeri yolluyor. ve kabul ediliyor. Çünkü gül yaprağı bardağı taşırmıyor.

Bizler hayatımıza kimseyi ekleyemiyorsak kolay kolay, gül yaprağı misali girecek kişileri beklediğimizdendir. Bardağı taşırmayacak, sabrımızı taşırmayacak kişiler!

canlarım,

yoksa biz üçlü şizofren olup kendimize ayrı dünya açtıkta haberimiz mi yok..

girip kalmayalım burada..

(en iyisi şarkı söylemek lazım avaz avaz ; Akşam olduuu hüzenlendim ben yineee..... :)

1 "yorum yapmam icabetti" diyen.:

Burcu Keçi olanlarız dedi ki...

Bak şimdi, Clark Gable'min yazdıklarını küle çevirmem geldi aklıma... Küller küllere, güller de güllere...

B.